Bu hafta radarımızda Bohemian Rhapsody’den Love of My Life’a gönüllerimize bir kraliçe gibi taht kurmuş rock dünyasının kült gruplarından Queen’in 4. stüdyo albümü A Night at the Opera var.

“Daha önce hit albümler yapmış fakat hiçbir zaman harcamalarımızın karşılığını alamamıştık ve eğer A Night at the Opera bu kadar başarılı olmasaydı muhtemelen okyanus diplerinde yok olurduk. O yüzden bu albümü yaparken çok iyi biliyorduk ki bu bir yaşa ya da öl projesiydi.”
- Brian May, 1990
(Okuma Süresi: 5 dakika)

Kendilerinin de bahsettikleri gibi gruba yepyeni bir nefes kazandıran A Night at the Opera albümünün diğer albümlerden daha farklı esintileri vardı. Queen, akustik ve arp melodilerini ön plana çıkardığı bu albümde hiç sentezleyici kullanmayarak Roy Thomas Baker ile gelmiş geçmiş en pahalı albümünü kaydetmiş oldu.

70’lerin progresif rock olarak kabul ettiği ve günümüz dinleyicilerinin ise bir ikon olarak gördüğü Queen albümünde Bohemian Rhapsody’nin çıkış süreci o kadar sancılıydı ki DJ Kenny Everett, EMI Records’a şarkıyı yayınlatabilmek için 6 dakikalık süresine rağmen tam 14 defa radyosunda çaldı.

‘39
Grubun baş gitaristi aynı zamanda da bir astrofizikçi olan Brian May’in yazıp söylediği, bir zaman yolculuğunu anlatan ‘39, hüzün ve neşe birlikteliğiyle albümün en fantastik şarkılarından biri olmayı başarıyor. ‘39 yılında dünya yaşanabilecek bir yer olmayacaktır ve bir grup gönüllü alternatif bir gezegen aramak için yola koyulacaktır. Bu şarkı da o grubun içindeki bir gönüllünün hikayesini anlatıyor aslında. Geri döndüğünde yıl hala ‘39’u göstermektedir ancak dünya geride bıraktığı yer değildir. Sevdikleri yoktur ve her şey değişmiştir. Bu sayede anlar ki aslında uzayda geçirdiği kısacık zaman dünyada yüz yıla tekabül ediyor. Çaresizliğin ve umudun birleştiği bu şarkının sözlerine gelin beraber bakalım:

In the year of '39 came a ship in from the blue
The volunteers came home that day
And they bring good news of a world so newly born
Though their hearts so heavily weigh
For the Earth is old and grey, little darling, we'll away
But my love, this cannot be
Oh, so many years have gone though I'm older but a year
Your mother's eyes, from your eyes, cry to me

Aynı zamanda Freddie Mercury, albümdeki akapella '39 şarkısını, albümün ismini aldığı ‘’A Night at the Opera’’ filminin yönetmenleri olan Marx kardeşlere adamış.

Love of My Life
Mercury’nin sözlerini gitar ve piyano üzerine yazdığı ve daha sonra Brian May tarafından 12 telli gitara uyarlanan Love of My Life, Mercury’nin kız arkadaşı Mary Austin’e ithaf ettiği duygusal bir aşk şarkısı. Queen’in sahnede tekrar tekrar çalınması istenen ve her zaman hep bir ağızdan söylenen basit ama vurucu sözlerine eşlik eden arp ezgisiyle bu şarkı bize aşkın ve ayrılığın ne kadar evrensel olduğunu hatırlatıyor. Çıktığı günden itibaren neredeyse dinleyen herkesin kendinden bir parça bulabileceği bu zamansız şarkının sözlerine gelin birlikte bakalım:

Who will remember
When this is blown over
And everything's all by the way? (Ooh, yeah)
When I grow older
I will be there at your side to remind you
How I still love you (I still love you)

Death on Two Legs
Albümün ikonik şarkılarından biri olan Death on Two Legs, rock tarihinde kaydedilen en zehirli ve intikam dolu şarkılardan biri olarak biliniyor. Şarkının sözleri kötülük üzerine yazılmış olsa da şarkı, acı bir ayrılık melodisinden çok daha derinlere iniyor. Queen, şarkıyı grubun mali faaliyetlerini kaydeden eski menajeri Norman Sheffield’e ithaf etmiş. Grupla yapılan röportajlardan ve şarkı sözlerinden anladığımız kadarıyla, Sheffield kayıtlarını tutarken dürüst davranmadı ve bu durum grupla ilişkisinin bozulmasına neden oldu.

Death on two legs
You’re tearing me apart
Death on two legs
You’ve never had a heart of your own

Bohemian Rhapsody
Freddie Mercury, Bohemian Rhapsody'nin arkasındaki hikayeden tam olarak bahsetmemiş olsa da bu şarkı hem Mercury'nin hem de grubun tarzını en iyi yansıtan şarkılardan biri. Onu diğerlerinden bu kadar farklı yapan şey ise, bu yenilikçi şarkının glam metal rocktan operaya kadar her tarzı kucaklayıp ilgi çekici akapellalarla şarkının ruhunu beslemesi. Hatta Mercury, şarkıyı stüdyoda kaydetmeye başlamadan önce elinde 3 ayrı şarkı için yeterli materyal olduğunu fakat 3 ayrı şarkı yapmak yerine tüm şarkı sözlerini ve müzik tarzlarını birleştiren bir başyapıt ortaya koymak istediğini söylüyor. Böylece dinlemeye doyamadığımız, bizi duygudan duyguya sokan o muhteşem şarkı ortaya çıkıyor.

Mama, just killed a man
Put a gun against his head, pulled my trigger, now he's dead
Mama, life had just begun
But now I've gone and thrown it all away
Mama, ooh, didn't mean to make you cry
If I'm not back again this time tomorrow
Carry on, carry on as if nothing really matters

God Save The Queen
“Tanrı Kraliçeyi Korusun!" Çıktığı ilk günden 1986'nın sonuna kadar her Queen konserinin kapanış şarkısı God Save The Queen, Brian May'in İngiltere milli marşını rock şarkısı olarak yeniden yorumlamasıyla ortaya çıkıyor. Başta May'in piyano yorumuyla doğan şarkı, piyanonun yerini üst üste yerleştirilmiş farklı elektro gitar melodilerinin almasıyla son formuna kavuştu. 2002 yılında Queen's Golden Jubilee konserinde Brian May, konser için kendi ürettiği The Red Special isimli elektrogitarıyla Buckingham Sarayı'nın tepesinde çalmıştı, kendileri ayrıca bu performansı milli marş uyarlama akımını başlatan Hendrix'e adadıklarını söylediler. Şunu da unutmamak lazım ki May, 2023 New Year Honours etkinliğinde King Charles III tarafından şövalye ilan edilerek Sir Brian May unvanına kavuştu!

Bu ikonik ve müzik tarihine damga vuran albümü dinlerken kendinizi birçok farklı duyguyu aynı anda hissederken bulacaksınız. Biz dinleyicilerin albümdeki şarkıları tekrar tekrar dinlemesi bunun en net örneği. Keyifli dinlemeler!