canlı yayın
rock
easy
karışık kaset
hit
40 haramiler

Son 5 şarkı:

İstek: canlı yayın

Gönder
İstek şarkınız başarıyla gönderildi
Lütfen adınızı girin

Eddie Vedder - Earthling

Eddie Vedder’ın 3. solo albümü pek çok sürprizle dolu. Stevie Wonder, Elton John ve Ringo Starr iş birlikleri, Pearl Jam esintileri ve kendimizi sorgulamamızı sağlayacak mesajlarla Vedder hayranlarını 10 yıl aradan sonra dopdolu şekilde karşılıyor.



Eddie Vedder’ın önceki solo projelerinde Pearl Jam’in izinden gitmediği bir gerçek. Bu albümünde ise işler değişiyor. Ne var ki insanın içindeki öfkeyi çekip çıkartan isyankâr Vedder olgunlaşmış, görmüş geçirmiş bir halde karşımızda artık. Hala adalet arıyor, hala derdini anlatmaya çalışıyor. Yalnızca bir “baba” gibi, ağırbaşlılıkla. Bazı müzik otoriteleri Earthling’in tarzına “dad-rock” bile diyor.

Çünkü müzisyen, son çalışmasında daha çok büyürken duyduğu ritimleri kullandı. Mesela Long Way, buram buram Tom Petty kokan bir şarkı.

Earthling’in yapımcısı Andrew Watt, gerçek bir Pearl Jam hayranı. Daha önce Miley Cyrus, Post Malone hatta Ozzy Osbourne gibi isimlerle çalışmış Watt bu albüm için güçlü bir ekip kurdu. Jane’s Addiction’dan Chris Chaney, Red Hot Chili Peppers’ın emektar davulcusu Chad Smith ve eski gitaristi Josh Klinghoffer Eddie Vedder'ın yeni çalışması için bir araya geldi.

İlk şarkı Invincible bir tutam synthe ve U2 havalarına sahip. Earthling dünyalı demek, Vedder bu şarkıyla dünyalıları insan yapan şey empatidir diyor, Invincible when we love sözüyle insanlığımızı hatırlatmaya yelteniyor Eddie Vedder. Zor bir işe kalkışmış, zaten kendisi zor işlerin müzisyenidir.

Sıkı bir Pearl Jam hayranıysanız Vedder’ın vokallerindeki hem kendinden emin hem savunmasız o havasını solumuş olabilirsiniz. Albümden birkaç hafta önce yayınlanan Brother the Cloud bu havayı ruhumuza işliyor.

I had a brother
But now my brother is gone


Sözleriyle başlayan şarkı bir kaybın acısını, dinmeyen bir öfkeyi anlatıyor. Çok yüksek ihtimalle Chris Cornell için yazıldı. Vedder yakın zamanda verdiği bir röportajda Cornell’in 2017’deki intiharı için “Biraz inkar etmek zorunda kaldım.” dedi. Brother the Cloud’un bu yanını öğrenmek şarkının dinleyeni çok daha farklı çarpmasına sebep oluyor.

Sessiz bir zarafetle ilerliyor The Haves. Takip eden Good and Evil ile albümdeki grunge dozumuzu almış oluyoruz. Yetmiyor, Rose of Jericho ile The Haves’den kalan sakinlik iyice bozuluyor ve Chad Smith’in davullarının liderlik ettiği sürükleyici bir riff ile iyice gaza geliyoruz.

Eddie Vedder, yıldız isimleri sona saklamış. Stevie Wonder’ın eşlik ettiği Try ile neşemizi buluyoruz. Düğünlerde yavaş dans şarkılarından sonra bizi ille de yerimizden kaldıracak oynak müzikler gibi, çılgın mızıka ve hızlı rifflerle gelen Try albümün yönünü değiştiriyor.

Picture’da Vedder direksiyonu Elton John’un umut aşılayan vokallerine ve piyanosuna bırakıyor. Piyano üstadı Mrs. Mills’e bir saygı duruşu olan Mrs. Mills, piyanistin Abbey Road Stüdyoları’ndaki ünlü piyanosunu kullanan tüm müzisyenlerden söz açıyor. Bunların arasında The Beatles da olunca, elbette davullar Ringo Starr’a emanet ediliyor.

Eddie Vedder bir sürprizi daha sona saklıyor. Bağışlayıcılık hakkında olan On My Way’de hayatının büyük bölümünde ayrı kaldığı merhum babasıyla sanal bir düet yapıyor. Albüm boyunca empatiyi vurgulayan Vedder, oldukça çarpıcı bir şekilde bitiriyor albümünü ve biz dinleyenleri de karışık duygular içinde, kendimizi sorgular halde bırakıyor. E buna da tam Pearl Jam’lik bir hareket diyebiliriz.